Boşanma Velayet Davaları

Ülkemizde ve her medeni ülkede evlenmek kadar doğaldır boşanmak. Boşanma davası, tarafların olumsuz giden evlilik sürecinin, yasal sınırlar içerisinde karşılıklı anlaşarak veya karşılıklı çekişmeli bir biçimde mahkemelere taşınması olayına verilen addır. Türkiye’de boşanma davaları Aile Mahkemelerinde görülmektedir. Aile mahkemesinin olmadığı bölgeler de Aile mahkemesi sıfatıyla görev yapan Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmektedir.


Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Boşanma davası açmak için, durumunuzu ve boşanma sebeplerinizi kısa ve öz bir biçimde açıkladığınız bir dilekçe marifeti ile ikametinizin bulunduğu veya son 6 ay beraber yaşamakta olduğunuz il veya ilçedeki aile mahkemesine müracaatta bulunabilirsiniz. Bulunduğunuz il/ilçede aile mahkemesi yok ise Asliye Hukuk Mahkemesine de başvurabilirsiniz. Söz konusu bu dilekçeyi kendiniz yazabileceğiniz gibi boşanma hukukunda tecrübeli bir avukattan da yardım almanızı öneririm. Maddi olarak avukat tutma imkanınız yok ise bulunduğunuz ildeki baroların adli yardımına bürosuna başvuru edebilir, durumunuzla alakalı yardım alabilirsiniz.

Zira, Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu 2011 senesinde yargılamanın daha hızlı görülmesini ve dosyaların takipsizlik sonucu düşmesini ortadan kaldırmayı amaçlayan birtakım düzenleme ve değişiklikten geçmiştir. Bu kanuna göre belli kurallar getirildi, bu kuralların hukuk bilgisi olmayan kişilerin takip etmesinin çok zor olması hasebiyle “boşanma davası” hukukunda bilgi sahibi olan avukatlarından yardım almanız önemlidir.

Boşanma başvurunuzu yaptıktan ve dava açıldıktan sonra ilgili mahkeme eşinize açmış olduğunuz davanın dilekçesi ve tensip zaptıyla bir tebligat gönderir, bu tebligat eşinize ulaştığı anda eşinizde 14 günlük yasal süreç içerisinde kendi savunmasını yazıp müracaatta bulunmak zorundadır. Usul Kanununa göre takip gerekli olduğu için yine sizin de buna karşılık bir cevap yazmanız gereklidir. Son olarak cevabınıza karşılık karşı tarafın görüşleri de mahkemeye geldikten sonra ilgili mahkeme ön inceleme duruşması yapar, bu duruşmada hakim taraflara anlaşıp anlaşamama konusundaki fikirlerini sorar, taraflar arasında anlaşmanın mümkün olmadığı durumlarda mahkeme usulen tahkikat aşamasına gider, bu aşamada her iki taraf bütün delillerini, şahitlerini ileri sürecekleri iddialarını mahkemeye yazılı olarak sunar.

Sonrasında mahkeme tanıkların dinlenmesi ve var ise delillerin ibrazını veya bulundukları yerlerden temini, eksik evrak varsa ikmalini sağlamak üzere müzekkerelerini yazarak son aşamaya gelinir. Burada iddia ettiğiniz konunun ispatı, tanıkların dinlenmesi yargılama safahatı açısından oldukça önem arz eder. İddianın ispat yükümlülüğünün iddia sahibine ait olduğunu unutmayınız.

Boşanma davalarında illa avukatınızın olması gerekmiyor fakat hak kayıpları yaşamamanız açısından muhakkak alanında uzman bir avukattan yardım almanız önemle tavsiyemdir. Özellikle yukarda açıkladığım 2011 senesindeki Usul Kanunu ile davaların hızlı bir biçimde değerlendirilmesi avantajının beraberinde kişinin davasını tek başına takip edebilmesi hususunu zorlaştırmıştır. “Boşanma davaları” nın daha teknik bir kapsama alındığını ve aile mahkemelerinin açılmasındaki amaçları dikkate alırsak bir vekil ile davalarınızı takip etmeniz size çok yarar sağlar.

Boşanma davası açmanın gerekçeleri

  • Zina
  • Hayata kast
  • Haysiyetsiz yaşam tarzı
  • Pek kötü muamele
  • Onur kırıcı davranışlar
  • Akıl hastalığı
  • Terk
  • Evlilik birliğinin çekilmez hal alması (şiddetli geçimsizlik)
  • Suç işleme


Boşanma Davasının Reddi

Kanun der ki: “Kusurlu olan taraf dava açamaz, davayı kusursuz veya daha az kusurlu taraf açma hakkına sahiptir.” Ama kusurlu tarafın belirlenmesine de yine mahkeme karar verir. Her halükarda taraftarlardan biri ya da her ikisi de dava açma hakkına sahiptir. Davayı açan tarafın iddia ettiği konu, delilleri mahkeme safhasındaki inceleme sonunda gerçek dışı ise ve/veya davayı açan taraf davalıdan daha çok kusurlu ise ve /veya devaya esas delil olarak sunulmakta olan konuların ispatının yapılamadığında mahkemenin hakimi davanızı reddedecektir.

Bu durumda kanun kusurlu ve/veya davalıdan daha çok kusurlu olan tarafın da dava açma hakkını kabul etmiş oluyor. Gerekli incelemeyi yaptıktan sonra davayı kabul de edebilir reddine de karar verebilir. Bu durum yalnızca boşanma hukukunda değil tüm mahkemelerde bu şekildedir.


Boşanma Davasında Nafaka Miktarı

Boşanma davalarında nafakanın belirlenmesi için davanın sonuçlanmasına ihtiyaç yoktur. Davanın açılmasıyla birlikte taraflardan birinin talebi ile bir nafaka hakim tarafından tedbiren belirlenebilir. Nafakanın belirlenmesinde tarafların sosyal ve ekonomik durumu ölçüt alınır. Tarafların kazançları, ek gelirleri, toplamında tarafların yapacakları ödemeler yani giderleri de çok önem taşır. Tüm bunları mahkeme değerlendirip uygun bir nafaka belirleyecektir.

Çocuklar için belirlenecek nafakalar yasamızda özel olarak düzenlenmiştir. Mali açıdan pek çok borcun ödenmemesi konusunda hapis cezasının olmamasına karşın nafaka burcunun ödenmemesi durumunda hapis cezası hala geçerliliğini sürdürür. Bu da Medeni Kanun çerçevesinde hukuk sistemimizin nafaka konusunu ne kadar önemsediğinin bir göstergesidir.


Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Oluyor

1 Ocak 2002’de 4721 sayılı yeni Medeni Kanun’un yürürlüğe girmesinden önceki evliliklerde boşanma 1 Ocak 2002’den sonra gerçekleşecekse 2002 senesinden önceki geçerli olan mal ayrılığı rejimi uygulanır. Bu da kişilerin adına tescilli olan malların tescilinin ya da tasarrufunun aynı şekilde sürmesi ve diğer tarafın bu mallarda hak ya da alacağının olmaması, hak ya da alacak iddiasında bulunabilmesi için kişinin söz konusu malın alınmasına doğrudan katkısının olduğunu somut olarak ispatlaması gerekir. İşin özü evinde çalışan, çocuklarına mesai harcayan bayanın mal ayrılığı rejiminde hakkının olmamasıdır. 

Bu sebeple bayanların mağduriyetinin önüne geçilmesini hedefleyen 2002 yılındaki yeni medeni kanunla edinilmiş mallara katılma rejimine geçildi. Bu yasayla taraflar arasında evlilik süreci içindeki edinilmiş malların ortaklaşa bölüşülmesi amaçlanmış oldu. Burada bireysel olarak değerlendirilen mallar kapsam dışıdır. Örneğin eşinize miras yolu ile geçen bir ev bu kapsama girmez. Ancak değer artışı konusunda bir dava açma hakkınız olabilir. Mesela bu ev eşinize miras yolu ile kalmıştır siz de içini yaptırmış olabilirsiniz bu sebeple bir değer artışı olmuştur bunu talep edebilirsiniz.


Boşanma Sonrası Çocuk Velayeti

Eğer eşlerden birisi velayeti istiyor diğeri istemiyorsa, genel itibari ile çocuğu velayeti isteyen taraf alır. Çekişmeli boşanmalarda anlaşmazlıkların birisi de çocuğun velayetinin kimde olacağıdır. Velayete ilişkin düzenlemede çocuğun psikolojik ve duygusal gelişimi kimin yanında sağlıklı olacaksa, çocuğun üstün çıkarlarını hangi taraf çok daha iyi sağlayacaksa çocuk ona verilir. Kısaca mahkemeler velayeti düzenlerken gerektiğinde uzmanlardan yardım alarak çocuğun hangi ebeveynlerinin yanında daha mutlu olacağına önem verir ve velayet konusunda bu çerçevede değerlendirir.


Anlaşmalı Boşanma Davası

Türk medeni yasanın 166. Maddesi gereği evlilik birliğinin en az bir yıl devam ettiği durumlarda anlaşmalı boşanma için mahkemeye herhangi bir sebep belirtmeye gerek olmadan, taraflardan biri ya da her ikisi de yine aile mahkemelerine dava açabilir, bu açılan boşanma davasında en önemli husus mahkeme sırasında her iki tarafında hazır bulunması, boşanmayı istedikleri hususunda fikir birliğine varılmış olması, konu hakkında bir sözleşme yapılmış olması bu sözleşme ile var ise çocukların velayeti, mal paylaşımını, nafaka konusu şekillendirilmiş olması gereklidir. 

Mahkemenin hakimi bu sözleşmeyi inceler hukuka uygun ise bir celsede “anlaşmalı boşanma” konusunda hükmünü açıklar ve boşanma gerçekleşmiş olur. Anlaşmalı boşanma hemen kesinleşmez, hakimin celsedeki anlaşmalı boşanma kararının hemen ardından 15 günlük bir temyiz süresi vardır, bu süreden sonra taraflar bu hakkını yasal süreç içerisinde kullanmaktan imtina ederse boşanma bu 15 günlük sürenin sonunda kesinleşir, veya taraflar bu temyiz süresini beklemeden “Temyizden Feragat” dilekçesi vererek de bu kararı kesinleştirebilir.

Burada çok önemli bir husus göz ardı edilmemelidir: Boşanmanın fer’i niteliğinde olmayan ziynet eşyası mal rejimi tasfiyesinden kaynaklı alacak davaları gibi konular muhakkak taraflar arasındaki anlaşmaya sözleşmeyle bir sonuca bağlanmalıdır, çünkü anlaşmalı boşanma davasında karar kesinleştikten sonra yargıtay kararlarına göre on senelik zaman aşımı süresine vardır, bu süre içerisinde mal rejimi tasfiyesi davası açılabilmesi mümkündür. Bu sebeple tarafların deneyimli bir avukattan yardım almasını muhakkak öneriyoruz.


Sağlıklı Boşanma Kararı Nasıl Verilir

Hiç kimse evlilik kararı verirken boşanmayı düşünmez, her birey mutlu bir birliktelik kurmak ister, ömür boyu bu birlikteliğin sürmesini hayal eder, örnek bir çift olma arzusu taşır. Amaç bu yönde iken gerek ekonomik, gerek sosyal ya da sair sebepler çiftler arasındaki huzuru ağır ağır ortadan kaldırıp yerine tartışmaların ve çekişmelerin olduğu bir başka boyuta taşınabilir, Bu huzursuz durum zaman içinde daha şiddetli tartışmalara, aynı evde olmaktan psikolojik olarak ve hatta fiziken bile zarar görmeleriyle içinden çıkılmaz bir hal alabilir.

İşler bu seviyeye geldi ise ve boşanmaktan başka seçeneğiniz yoksa önerim; Karar aşamasında duygusal bir yoğunluğunuzun olmadığı bir anda, mümkünse birkaç günlük istirahat sırasında, hele ki akşam tartışıp boşanmaya karar verip ve bu kararı ertesi güne taşıyıp boşanmak için başvuruda bulunmamanız olacaktır. Bu kararı verirken var ise çocuklarınızın bu boşanmadan minimum etkilenmesi için seçenekler üretin, boşanmayla ilgili somut deliller biriktirin.